ÇÖZÜM ODAKLI TERAPİ (ÇOT)


Psikoterapi alanında, bilimsel geçerliliği ve yararlılığı kanıtlanmış çeşitli terapi yöntemleri vardır. Bunlardan biri de Çözüm Odaklı Terapi'dir.

Çözüm odaklı kısa süreli terapi, 1980li yıllarda Steve de Shazer ve Insoo Kim Berg tarafından geliştirilmiş bir terapi yaklaşımıdır. Bu yaklaşım, pek çok terapi yönteminden farklı olarak tümevarım yöntemi ile geliştirilmiş ve oldukça yapılandırılmıştır. Danışanın sorunlarına odaklanmak yerine, terapi sürecinin sonunda elde etmek ve başarmak istedikleri üzerine odaklanan yaklaşık 60 yıllık bir terapi yöntemidir.

Terapi süreci 1-20 seans arasında değişebilmekle beraber ortalama 6 seanstan oluşur.

Çözüm odaklı kısa süreli terapinin çocukluktan yaşlılığa kadar çeşitli yaş gruplarında; depresyon, anksiyete bozuklukları, okul problemleri, ilişki ve aile problemleri, psikiyatrik bozukluklar gibi pek çok farklı konuda etkili olduğunu göstermiştir.

Çözüme odaklanmak sorunu yok edeceğinden terapi sorundan çok çözüm üzerine odaklanmaktadır. Çünkü çözüm çoğu zaman sorunun ortaya çıkış nedeniyle ilişkili değildir.

Var olan sorunu ortadan kaldırmayı amaçlamak yerine, olumlu olanları yaratmayı ve çoğaltmayı hedefler.

Çözüm odaklı kısa süreli terapi, sorunun yaşandığı şimdiki ana ve sorunun kaynaklandığı geçmiş zamana odaklanmaktansa sorunun çözülme ihtimali olan gelecek zamana odaklanır (Akt. Doğan, 2016).


Çözüm odaklı kısa süreli terapinin temelinde 3 kural vardır

Bozulmamışsa, onarmak: Eğer danışanın bir konuda şikayeti yoksa, terapistin o konu ile ilgili bir müdahalede bulunmasına gerek yoktur. Sorun yoksa terapi de yoktur.

İşleyen çözüm yollarını arttırmak: Hali hazırda sorunla baş etmek için kullanılan yöntemler işe yarıyorsa, danışan terapide bu yöntemleri kullanmaya devam etmesi ve sıklığını arttırması konusunda desteklenir.

İşlemeyen çözüm yollarını terk etmek, yeni çözümler üretmek: Sorunu çözmek amacıyla başvurduğu çözüm yolları işe yaramıyorsa, danışan onları tekrar tekrar denemekten vazgeçmeli ve yeni çözümler bulmaya yönelmelidir.


Bu terapi tekniğinde üç temel soru oldukça önemlidir

1) Danışanın bu terapiden beklentilerinin neler olduğudur.

2) Bu beklentilerinin gerçekleştiği bir durumda gündelik hayatında neler değişeceğidir.

3) Bu beklentileri gerçekleştirmek uğruna şimdiye kadar attığı adımların neler olduğudur.

Terapistin amacı, bu sorularla danışanı kendi cevaplarını bulmaya teşvik eder ve harekete geçirir.. Danışan bu sorulara yapıcı cevaplar verilebildiğinde, hayatında önemli değişiklikler gelişir.


Çözüm odaklı kısa süreli terapiye göre;

Küçük değişimler büyük değişimlere öncülük eder. Sorunun çözümüne dair atılan en küçük adım, pek çok diğer değişikliği getirir; bütün bu değişimler kademeli olarak daha büyük ve sistematik bir değişikliğin gerçekleşmesini sağlar

Çözüm problemle doğrudan ilişkili olmak zorunda değildir.

Çözüm odaklı terapi çözümü geliştirmeye "Bu problem çözüldüğünde ne farklı olacak?" sorusunun cevabını tanımlayarak başlar.

Danışanın patolojisi üzerinde neredeyse hiç durulmaz.. Çözüm odaklı kısa süreli terapi geçmişten çok şimdiki zaman ve geleceğe odaklanır.

Hiçbir problem sürekli olmaz; her zaman değerlendirilebilecek istisnalar vardır. Sorunların içindeki istisnaları fark etmek önemlidir. Kişinin hayatında problemin olmadığı anları belirleyerek yapılacak değişiklikler çözüme ulaşmada fayda sağlayabilir (De Shazer & Coulter, 2012).